Geçtiğimiz yıl ülkemizde artan Çin’den ithal elektrikli otomobiller ve devletin Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillere ek vergi getirmesi, Çinli Otomobil şirketlerinde Türkiye’de otomobil fabrikası için yatırım yapmaları Çin Halk Cumhuriyrtinin ekonomideki yükselişini yeniden tartışma konusu haline geldi.
Çin, sadece elektrikli otomobiller ile deği bir çok sektörde ucuz iş gücü sayesinde Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelere yaptığı ihracat ile bir çok ülkenin sanayisini etkiliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri kendi sanayi ve yerli üretimini korumak için Çin’den ithal edilen ürünlere ek vergiler koydular.
Geçtiğimiz yıl Çin, yurtdışında 1,7 milyon elektrikli otomobil satarak, bir sonraki en büyük otomobil ihracatçısı Almanya’nın yüzde 50 fazlasına ulaşmıştır.Ülkenin bu duruma gelmesinin arkasında ise ciddi bir çaba yatıyor: Çin, ithal petrole olan bağımlılığını sınırlamak için 15 yıldan uzun süredir elektrikli otomobiller geliştirmek üzere büyük yatırımlar yaptı.
Çin’in yükselişi yalnızca Çin’le alakalı değil, 200 yıldır devam eden Batı hâkimiyeti döneminin sonu ve Asya’nın yükselişiyle birlikte yaşanan bir gelişmedir Bu durum, Çin ve Hindistan’ın devasa nüfuslarının da etkisiyle daima dünyanın en büyük iki ekonomisi oldukları 1800’lerin başına kadar yaşanmış olan tarihin doğal akışına dönüştür.
Çin, son yıllarda ekonomik, ticari, siyasi ve askeri alanlarda büyük bir ilerleme kaydederek uluslararası arenada daha görünür hale geldi. 1980’lerden bu yana ülke, kendisine belirlediği hedefler doğrultusunda önemli bir dönüşüm geçirdi. 2008 küresel ekonomik krizine kadar çift haneli rakamlarda büyüyen Çin, sonrasında yıllık ortalama %7-%8’lik bir büyüme oranına sahip oldu. Bu durum, Çin’in dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmasını sağladı. Çin, bu doğrultuda ekonomik, ticari, teknolojik, diplomatik ve askeri alanlarda ABD ile rekabet etmeye başladı.
Trump’ın en başından bu yana savunucusu olduğu korumacı dış ticaret adımları en çok dış ticaret açığını verdiği Çin ve tümden bir ekonomiyi hedef alıyor. Çin denildiğinde ise, teknolojik üretimin öne çıktığı ve yüksek devlet sübvansiyonlarıyla ilk sırada da otomotiv endüstrisinin pay aldığı görülüyor. Ülke sadece dünyanın en büyük otomotiv ihracatçısı değil aynı zamanda tüketim pazarı da. Çin pazarının büyüklüğünün Avrupa ve ABD pazarının tamamına yaklaşmış olduğunu ifade edecek olursam ne demek istediğimi de daha iyi anlatmış olurum!
Çin, Dünyada ekonomik yükselişini ve ekonomik etkisini zaman içerisinde kesin olarak askeri güce dönüştürmek ve tüm büyük devletler gibi kendi bölgesini (Asya-Pasifik) domine etmeye çalışacaktır. Siyasetin doğası gereği Pekin de zaman içerisinde bir bölgesel hegemon olmaya çalışacaktır. Bu, Çin’in hasmane eğilimlerinden değil, bir yüksek otoritesi henüz bulunmayan uluslararası sistemin içsel yapısından kaynaklanmaktadır.
Erkan Sarıkaya
Siyasal Yaşam Gazetesi İmtiyaz Sahibi