Malakan topluluğu Rusya’dan gruplar halinde uzun bir göç yolculuğu sonrası Gürcistan üzerinden Kars’a ulaştı ve Rus Devletinin gösterdiği özellikle dere kenarı ve tarıma uygun olan köylere yerleşmelerine izin verildi. Malakanlar yeni ülkelerine çabuk uyum sağladılar, tarım ve hayvancılık konusunda gerek Hollandalılar gerekse İsviçreliler’den öğrenmiş oldukları o dönemin modern tekniklerini uygulayarak Kars ve Ardahan’da önemli tarımsal devrimlere imza atmaya başladılar. Malakanlar doğayı çok iyi kullandılar, dere kenarlarına un değirmenleri kurdular, tarımda at kullanarak hızlı tarım yapmayı öğrendiler, öğrettiler. Molakan inekleri yetiştirerek normalden fazla süt elde ettiler ve zavotlar yani imalathaneler kurarak çecil, gravyer ve kaşar peyniri üretmeye başladılar. Bölgede ilk kez patates ve şeker pancarı üretimi başlattılar. Kaz yetiştirmeye başladılar ayrıca müzik ve sanat konusunda da çok başarılıydılar. Evlerinde piyano bulunuyordu, belki de Rus dönemi
Kars’ından kalan bu opera ve konservatuar geleneğini de Türk Cumhuriyeti dönemine taşıyan ve yaşatan onlar olmuştur. 1880 yılında sürgün kavim olarak geldiler, Kars ve Ardahan’a yerleştiler. Ellerine silah almadılar. İnsan öldürmeyi günahların en büyüğü saydılar. Birikimlerini ve bilgilerini paylaşmaktan çekinmediler. Kırk yıl kaldılar. Kimseye düşmanlık beslemediler.