İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), önceki yönetim tarafından Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının bir kolu olarak tasarlanan, ancak 2017 yılı sonundan itibaren durdurulan Yenidoğan-Cumhuriyet-Emek metro hattını Söğütlüçeşme’ye kadar uzatarak, bir bütün olarak yeniden tasarladı. Anadolu yakası için büyük önem taşıyan Söğütlüçeşme-Yenidoğan raylı sistem metro hattının “Uygulamaya Esas Kesin Projesi” için protokol imza töreni düzenlendi. Sancaktepe Yunus Emre Mahallesi’ndeki İBB Safa Tepesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir konuşma yaptı.
“VATANDAŞIMIZI ALDATAN, KANDIRAN DEĞİL; AKLI, BİLİMİ, TEKNİĞİ ÖN PLANDA TUTAN BİR METOTLA YOL YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“İstanbul’a hizmet ederken vatandaşımızı aldatan, kandıran değil; aklı, bilimi, tekniği ön planda tutan bir metotla yol yürümeye devam edeceğiz” diyen İmamoğlu, “İddiayla söylüyorum ki; iş yapan kadromuz, bütün kadromuz, yöneticilerin her birisi, koltuklarına liyakatiyle ve işin ehli olması tarifiyle oturuyorlar. Ülkemizin insan kaynaklarına çok güveniyoruz. Burada şu anda sizlerin, değerli misafirlerimizin arasında hem Metro A.Ş.’yi hem Raylı Sistemleri hem İstanbul Büyükşehir Belediyemizin Genel Sekreter Yardımcısı’na, birçok yönetici kadronun kıymetli elemanlarını ve çalışma arkadaşlarımı görüyorum. Ve heyecanlarını da hissediyorum. Sürece dair; kadınıyla, erkeğiyle böyle bir heyecanla yeni bir şey üretmenin onların gözündeki pırıltısını görebiliyorum” şeklinde konuştu.
“YANILTILMAYIN VE YANILTANLARA DA FIRSAT VE MÜSAADE ETMEYİN”
Yeniden tasarladıkları hat için yaptıkları çalışmalar sırasında iftiralarla karşılaştıklarını hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Burada sevgili muhtarlarımızın, kıymetli arkadaşlarımız, ilçe başkanlarımız var. İYİ Parti Grup Başkanvekili var, Meclis üyesi arkadaşlarım var. Onların da can kulağıyla dinlemesini istiyorum. Çünkü sevgili hemşerilerim; yanıltılmayın ve yanıltanlara da fırsat ve müsaade etmeyin. Bu konuda bizi yaralamaya, karalamaya çalışan, ne yazık ki iyi niyetli olmayan, tavırları ortaya koyan, belediye başkanından bakanına, hatta daha üst makamlara varıncaya kadar, yalanı, yani tabiri caizse çerez gibi yiyerek konuşan insanların ifadelerini görmekten utanç duydum. Hem de öyle bir bakan konuştu ki zamanında; bu işin durdurulmasına imza atan, bu işin başlangıçtaki hatalara imza atan, hatta Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planlamasına, ‘Ya buraya müsaade eder misiniz’ diye yazıyı yollayan, Cumhurbaşkanı’ndan, ‘Hayır, burayı yapamazsınız. Burayı yanlış tasarladınız. Burada metro olmaz’ diye cevabı almasına rağmen, sanki bütün bunlar yokmuş gibi, İmamoğlu da gelmiş bir metroyu doldurmuş kelimesini… Yani bunu öyle kullandılar ki inandı ve Sayın Cumhurbaşkanı bile aynı şeyi kullandı. Hani o hale getirdiler.”
“BİZİ KARALAYAN BİR SÜRECİ, AKLI DEŞİFRE ETMEK ADINA İMZA TÖRENİNE KATILDIM”
“Bu şekilde bizi karalayan bir süreci, aklı deşifre etmek adına ve ‘Bir iş nasıl başlatılır, nasıl yürütülür’e bir örnek daha, sağlıklı bir örnek daha ortaya koymak için bu imza törenine özellikle katıldım” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü.
“Bu hat, yeni haliyle, M13, yani Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattı, artık İstanbul için çok önemli bir hat olacak. Ancak, daha önce tasarlandığı haliyle, yani 6.9 kilometre ve 2 istasyon şekliyle, az önce Yenidoğan-Emek diye tariflediğimiz şekliyle tasarım yanlış bulundu. Bunun tarifini şöyle söyleyebilirim: Yani burayı, bir minibüsle ya da otobüsle taşıyabilirsiniz; metroyla taşıyamazsınız. Metro, çok ağır bir iş. Metronun yerin altında 1 kilometresi, artık yaklaşık 45 milyon Euro’ları bulan… Bunun anlamı ne biliyor musunuz? 1 kilometresi, 1 milyar lira. Bu, kimin cebinden çıkıyor? Bizim insanımızın cebinden çıkıyor. Yani eski parayla 1 katrilyon lira. Bunu biz yapacağız ama doğru iş olarak yapacağız. Zamanında, belki siyasi bir kararla yanlış yapılan bir iş. İzin bile alınamamış. Daha kötüsünü söyleyeyim size. Çekmeköy-Sancaktepe- Sultanbeyli hattı. Doğru bir hat. Ama bu kol yanlış. Yani Yenidoğan-Emek. Neyi anlatacağım size? O hattı ihale ediyorsunuz. Firmaya teslim ediyorsunuz. 2,5 seneye yakın, yani biz görevi teslim alıp, süreci irdeleyip, para bulana kadar, 2,5 seneye yakın çivi bile çakmıyorsunuz.”
“MESELE, İŞİN YANLIŞ TASARLAMIŞ OLMASI”
Söz konusu hattın eski halinin, yeni teknolojik gelişmelere aykırı bir şekilde başlatıldığının altını çizen İmamoğlu, “Burada çok kıymetli teknik mühendisler var. Onların diliyle anlayan çok insanlar var. Ama bir de benim dilimden anlayan vatandaşlarım var. Ben de sizden birisi gibiyim yani. O şaftları açarsınız ve inşaata başlarsınız. Buralar, işin çalışması gereken şaftlar. Ve bu şaftların ömürleri, kalıcı değildir, geçicidir. Belli bir zamanı geçtikten sonra çevreyi tehdit ederler. Yıkılma tehdidi, vesaire gibi. O bakımdan biz, göreve geldiğimizde bu tehdidi görünce ve bizden önce cumhurbaşkanlığından yatırım izni alınamayan bu hattı, biz de başvurmamıza rağmen bize de ret cevabı gelince, dedik ki; ‘Burayı hemen hızlıca dolduralım.’ Doldurduk, kapattık. Ama yarın gel kepçeyle gene aç şeklinde yani. Mesele o değil. Mesele, işin yanlış tasarlamış olması. Az önce arkadaşım, ‘peron’ dedi. Peron ne demek? Yolcuların giriş-çıkış yaptığı yer demek. İstasyon demek. Peki oraları doldurduk mu? Hayır, oraları doldurmadık. Oralar çünkü kalıcı yerler. O peronlar da kalıcı olması gereken yerler. Biz bu süreci iptal etmedik. Oradaki betonarme işlerini yaptık, ki çevredeki tehditler bitsin. Ama işe başlandığı zaman da oralar hazır olsun. Ben gittim, gördüm. Orada tünel geldiğinde gireceği yeri, öbür tünel geldiğinde çıkacağı yeri de yaparak, oraların betonarmelerini bitirerek, sağlıklı bir süreç toparlandığında, o proje bittiğinde ve iş başladığında oralar hazır olacak ve sisteme entegre edilecek” dedi.
“YÜZDE 2-3 SEVİYESİNDE ALDIK, 3,5 SENEDE YÜZDE 80’E ULAŞTIK”
Yüzde 2-3 seviyesinde devraldıkları Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli hattında, 3,5 senelik sürede yüzde 80’lere ulaştıkları bilgisini paylaşan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Onlar, 2,5 seneyi heba ettiler. Şu anda eğer o 2,5 seneyi heba etmeselerdi, bugün doya doya o metroları kullanıyor olurdunuz. Ve bu sadece burada mı? Göztepe-Ataşehir-Ümraniye’de, Bostancı-Dudullu hattında; hepsinde böyle. Ve bütün bunları durmuş bir şekilde alıp, onların tarifiyle, tabiriyle, İstanbul’a yaşattıkları gerçek anlamdaki fetret dönemine son verip, İstanbul halkına ait paranın her kuruşunun doğru kullanıldığı bir süreci bu memlekete, bu şehre hediye etmenin onurunu, gururunu ve gönül rahatlığını yaşıyorum. 2017 yılının başında ihale edeceksiniz, 2017’nin Mart’ında, Nisan’ında müteahhide teslim edeceksin; çivi bile çakmayacaksınız. 2,5 sene ‘tık’ bile yok. Biz geleceğiz; eksiği göreceğiz, milyarlarca liralık finansman bulacağız. Bulamadığımız yerde canımızla, dişimizle, tırnağımızla, pandemiye rağmen, Kovid dönemine rağmen, bütün baskılara rağmen, devletimizin bankalarından bir kuruş bile alamamamıza rağmen, bu memleketin yine bize ait parasıyla, bunları yapacağız. Bugün yüzde 80 seviyesinde ve Allah’ın izniyle, seçimden önce bir bölümünü, Çekmeköy-Sancaktepe arası bir bölümünü, inşallah 2024 yılı sonunda, 2025’in başına ta Sultanbeyli’ye kadar, tamamını açacağız. Bu bölgeye metroyu getirmiş olacağız. O bakımdan, burada o kirletilen propagandayı yapan kim varsa, devlet aklına aykırı davranan… Ayıptır, yazıktır, günahtır.”
“BU PROJENİN SAHİBİ; DEVLETTİR, MİLLETTİR, İSTANBUL HALKIDIR”
Kamusal projelerin sahibinin halk olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bu proje kimin projesi Allah aşkına? Bu proje, CHP’nin projesi mi? Ya da İYİ Parti’nin projesi mi? Ya da onların dediği gibi, ‘AK Parti projesi’ mi? Değil. Bu proje, milletin projesi, devletin projesi. Projeyi karalamayın. Bir projeyi anlatırken, millete ait olduğunu anlatın. Çoluk, çocuk bizi dinlerken, elmayla armudu birbirinden ayırsın. Partiler, hizmet etmek için bir araçtır. Siyasete girersiniz, meclis üyesi olursunuz, belediye başkanı olursunuz, cumhurbaşkanı olursunuz, bakan olursunuz vesaire. Ama araçtır. Amaç nedir? Millete hizmettir. Devlete hizmettir. Bu projenin sahibi; devlettir, millettir, İstanbul halkıdır, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Devletin kurumlarıdır. Bu ağızdan hiçbir zaman, ‘Bir partinin, partiye ait projedir’ lafını duymadınız, duymayacaksınız. Çünkü olmaz. Devlet duygusuna aykırı. Millet duygusuna aykırı. Biz parti devleti değiliz. Olamayız” diye konuştu.
“MİLLET İŞTE O ZAMAN BÖLÜNMEYE BAŞLAR…”
Türkiye’de yaşayan 86 milyon insanın eşit haklara sahip olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Biz; farklı etnik kökenlerde, inanışlarda, insanların bir araya geldiği muazzam bir topluluğuz 86 milyon, bir milletiz biz. Bu millet, bir arada üretecek. Ona ait. Onun. 86 milyon; şu İstanbul’un her karışına, bu memleketin her karışına unutmayın, eşit hissedarız. Şuradaki muhtarımla benim aramda, hissedarlıkta hiçbir fark yok. Benimle eşit haklara sahip. Ya da meclis üyesi hanımefendi arkadaşımla, benim aramda hiçbir fark yok. Ya da burada çalışma arkadaşlarımla, benim aramda hiçbir farkı yok. Eşitiz. Bunları çocuklarımız, gençlerimiz bizden duyacak ki, yurttaş olmayı, vatandaş olmayı, bir millet olmayı doğru dilden öğrensin. Yanlış dilden öğrenirse, Allah korusun, bir gruba ait olmayı, ayrıcalıklı bir gruba ayrı ait olmayı dezavantajlı olarak algılar. Allah korusun, bu millet işte o zaman bölünmeye başlar. Yok öyle bir şey. Buna müsaade etmeyeceğiz. Ben onun için buradayım. Birazdan çok özel bir işe imza atacak arkadaşlarım. Biz; bu ülkenin, bu milletin liyakatli evlatlarıyla güzel işler yapmaya söz vermiş, ant içmiş anlayışın fertleriyiz. Buna asla ve asla zul getirecek, zeval getirecek hiçbir tavır ve davranışın altına imza atmayacağız. Doğrulara imza atacağız. Bir şey eskimişse ya da bir şeyde bir yanlış, eksik var ise, değişim göstererek; gençleri, çocukları dinleyerek sürece imza atacağız. Bugün yaptığımız işlerdeki temel başarı, tam da budur” ifadelerini kullandı.
“AHLAKLI BİR İHALE YAPACAĞIZ”
Yeni tasarladıkları şekliyle Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattını 18 kilometre daha uzatıp, 25 kilometreye çıkaracakları bilgisini paylaşan İmamoğlu, konuşmasını, “18 istasyonu olacak. Tam 2,5 milyon insana hizmet edecek. Kadıköy, Ataşehir, Ümraniye, Sancaktepe ve Çekmeköy gibi ilçelerin insanlarını birbirine bağlayacak. Başka hatları kesecek; Kadıköy, Tavşantepe gibi. Marmaray hattı da içine girmiş olacak. Arkadaşlarım; böylece entegre, İstanbul nüfusuna, tabiri caizse güzel lider Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle, İstanbul’un yer altını tam anlamıyla demir ağlarla örmenin bir modeli gibi, belki de en son imzayı atıp Anadolu yakasını çok entegre hale getiren bir sistemi, modeli bitirmiş olacağız diyerek heyecanla geldiler. Çok mutlu oldum. Heyecan yaşayan arkadaşlarım burada. Bir kısmı orada. Dolayısıyla bu heyecanla, sürecin doğru şekilde ihalesini yaptılar. İhaleyi, yine kurumumuzun göz bebeği Metro A.Ş. aldı. Şimdi projeyi beraber geliştirecekler. Proje biterken, biz bir yandan finansmanını bulacağız. Sonra ahlaklı bir ihale yapacağız. O ahlaklı ihalede, en doğru işi yapacak, en kaliteli işi yapacak ve en uygun fiyata yapacak firmayı tespit edeceğiz. Sonra o firmayla kol kola gireceğiz. Ondan sonra bitireceğiz. Halkımızın hizmetine sunacağız. Ekrem İmamoğlu da fani, Ceyhun da fani, Pelin Hanım da Özgür Bey de… Ama bu hizmetler kalıcı. Allah, bu kalıcı hizmetlerimizin sayısını artırsın” sözleriyle tamamladı.
PROTOKOL, İMAMOĞLU’NUN ŞAHİTLİĞİNDE İMZALANDI
Konuşmaların ardından İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin, İBB Raylı Sistem Daire Başkanı Ceyhun Avşar ve Metro A.Ş. Genel Müdürü Özgür Soy; Söğütlüçeşme-Yenidoğan metro hattının “Uygulamaya Esas Kesin Projesi” protokolünü, İmamoğlu’nun şahitliğinde, tablet üzerinden imzaladı.