Hayatın değişmez bir döngüsü var. Doğmak, yaşamak ve ölmek. Peki insanların farklı sebeplerden dolayı, ayrıldıkları topraklara neden hep özlem duyar? ve neden bir gün o topraklara dönüp hayatının geri kalanını orada geçirmek ister?
İnsanlar, bir parçası oldukları doğdukları toprakları hatırlarlar. Hatırlamak zorundadırlar da zaten. Hele hele oralarda bin bir çiçekli taze baharlar tatmışlarsa, yeşil ormanlarında koşmuşsalar, Soğuk ayaz kışlar yaşamış, güler yüzlü bahar sabahlarına uyanmışlarsa. Dağlarında gezerken kendini kuşlar gibi özgür hissetmişlerse hatırlar. İnsan kendi kökünden, izinden ve toprağından kolay kolay kopamaz.
İnsanların en önemli özeliklerinden biri hatırlama becerilerinin olmasıdır. Canlı türünün içerisinde insanın bir başka ve önemli özelliği de “vefa” lı olabilmesidir. Vefa demek “Ben ne yaptım o topraklar için ?” diyebilen insan vefalı olmaya adaydır artık. “ Ben şunu yaptım “ diyebilen de vefalıdır. “Ben ne yapabilirim ?” diyenleri duyar gibiyim. Aslında çok basit. Hatıralarımıza karşı vefa borcumuzu gücümüz ölçüsünde ödemeye yöneleceğiz. Ardımıza bakmadan bırakıp gittiğimiz ve kapısını kapatığımız gelirken uzun uzun baktığımız, o topraklara yılda bir defa olsa’da ziyaret etmeliyiz.
İnsanlar ölmeden önce en fazla doğdukları topraklarda gömülmelerini çocuklarına vasiyet ederler. Çalışmak için yaşadıkları yerlerden uzak kalanlar ise hiç gitmedikleri o doğdukları topraklara bir ev yapma hayali kurarlar. Doğdukları yerlerden uzak yaşayanlar sıla özlemlerini gidermek için çok sayıda Türkü, Şiir yazılmış ve Film çekilmiştir. İnsanlar çocukluğunu, koştuğu sokakları ve ilk aşklarını kolay kolay unutmazlarmış. Doğdukları topraklarda yaşayanlar öz güvenleri artığı ve daha başarılı oldukları söylenir. Aslında insanın babasından kalan bir evde yaşaması ve Ailesi tarafından dikilen bir ağaca sırtını yaslayıp gölgesinde oturması zaten piskolojik olarak çok büyük bir öz güven verir. Ayrıca insanlar doğdukları yerde yaşarken kendini daha güvende hissetmesini sağlar.
Hayat içinde zaman çok acımasızdır. Çünkü zaman sürekli işler ve sizin bazen dönüp arkanıza baktığınızda ne kadar fazla yıl bıraktığını kendinizi bile zor inandırmak zorunda kalırsınız.
Erkan Sarıkaya