DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Asım Karabacak: Sorun yapısaldır Çare ise; yeniden yapılanmadır

Yayınlanma Tarihi : Google News
Asım Karabacak: Sorun yapısaldır Çare ise; yeniden yapılanmadır

28. Dönem CHP Ardahan Milletvekili adayı Asım Karabacak, CHP içindeki temel sorunları ve çözüm önerilerini açıkladı.

Asım Karabacak, sosyal medya sayfasında yaptığı açıklama şöyle:

sorun yapısaldır..,

Çare ise; yeniden yapılanmadır.

CHP’de DEĞİŞİM/YENİLENME İHTİYACININ ÖNÜNDEKİ HANDİKAP: Mevcut tüzüğe göre yapılan delege seçimleridir..,
Aslında partide gecikmiş olan YÜZLEŞME ve ARINMA ihtiyacı da bu bağlamda değerlendirilmelidir.

Korkarım ölü doğum olacak!

CHP’de yanlış iliklenen İLK DÜĞME olarak delege seçimleri; aslında partide artık kronikleşmiş yapısal sorunların beslendiği metastaslı kaynaktır!

CHP’nin en temel yapısal sorunu, bir sol/sosyal demokrat Parti’nin asla sahip olmaması gereken mevcut tüzüğüdür. (Mevcut siyasi partiler yasası ve seçim yasasına ilişkin anti-demokratik hükümler ayrı değerlendirmeyi gerektiriyor..)

Bu tüzük anti-demokratiktir; bu yüzden dayatmacı/tepeden inmeci uygulamalara imkan veriyor.
O kadar ki; bu tüzük, çeşitli yönetim kademelerinde ve bilhassa MYK’daki kast sistemine ve giderek oligarklaşmaya varan konfor alanlarına olanak veren bir ayrıcalıklar manzumesidir.
Mesela, nadiren uygulanan eğilim yoklaması yada kısmi önseçim bile MYK üyelerinin insafına bağlıdır!

Ve o yanlış iliklenen ilk düğmenin vesikaları olan listeler..,
Ne demek; kırmızı, mavi yahut mor liste!
Ve bu listeleri yapma yetkisini kim kime nasıl veriyor!?

Aslolan ise;
bu tüzüğe göre bile, ilçe yönetiminin sorumluluğunda her bir üyenin iradesine ve rızasına dayalı çarşaf listeyle delege seçiminin yapılmasıdır.

Bu bile olmayınca;
1 aydır devam eden Parti’nin içine yönelik zaman ve enerji kaybı, sadece üyelerin duygudaşlığını ve parti aidiyetini zedelemekle kalmıyor, Parti’nin iktidar mücadelesini de zayıflatıyor.

Kaldı ki, bizim zaafiyete düşmeye değil, koşulsuz nitelikli çoğalmaya/büyümeye ihtiyacımız var..

Değişimin/yenilenmenin ilk adımı/ilk düğmesi olan delege seçimi, yanlış iliklenince; bunun üzerine bina edilen ilçe/il kongreleri ve nihayet kurultaya kadar sirayet eden bir problemli süreç işliyor…
Yıllardır bu kısır döngü tekrarlanıyor ve böylece hem parti kadroları kırılıp dökülüyor, hem de iktidar yürüyüşümüz sekteye uğruyor..

Bu nedenle;
Kongreler ve kurultaydan önce, Parti’nin bütün dinamiklerinin olabilecek en Kapsamlı katılımıyla ve tam bir fikri atölyeler düzleminde tartışılıp karara bağlanacak yeni/coğulcu/katılımcı ve gerçek anlamda demokratik bir TÜZÜK VE PARTİ PROGRAMI KURULTAYI yapılmalıdır.
Aksi halde aynı kısır döngüde aynı şeyleri tekrarlayıp, farklı sonuçlar bekleme yanlışına düşmeye devam ederiz.

Unutulmamalı ki;
CHP’nin sorunu kişisel değil, yapısaldır; hem de ‘ali gitsin, veli yahut ayşe gelsin’e indirgenmeyecek kadar büyük ve yapısaldır.

İlk iş olarak;
Aktörler, kurumlar, partililer mevcut gidişatın yanlışlığında hemfikir olmalı.

Öncelikle;
Üretici ve yaratıcı bir süreç yönetimi için herkes;
YENİ BİR DİL VE YENİ BİR YOL hususunda anlayış birliği sağlamalı.

Ne kadar çok tekrarlanıyorsa, en az ölçüde DEĞİŞİM yahut YENİLENME kavramlarına kimin ne tür anlamlar yüklediği de tariflenmelidir.
Hem böylece ve haklı olarak;
Kişiler yerine olaylar/olgular/sorunlar ve çözümler üzerinden süreç fikri bir zeminde ilerler..

Böylelikle;
Türkiye ve parti kamuoyu, parti yönetimine talip olan aktör yada yapıların alternatif iddiaları ve çözüm perspektifleri üzerinden değerlendirmiş olur.

Mesela bu aktörler;
Sol/sosyal demokrat bir parti olarak CHP’nin mevcut eksikliklerini nasıl tasnif ediyorlar?
Sosyal demokrasinin küresel (AB ülkeleri başta olmak üzere..) boyuttaki krizine dair okumalar da yaparak; CHP’nin üzerindeki ‘ölü toprağı’nı atması için nasıl parti programı ve tüzük tasarlıyorlar?

Yine mesela bu aktörler;
Türkiye’nin yakıcı temel sorunları olan; emek sömürüsü, laiklik, Alevi ve Kürt meselesi, yargı/eğitim/sağlık vb. sosyo–ekopolitik konu başlıklarının altını nasıl dolduruyorlar?

Bu alanlara ilişkin yaklaşımlar ve çözüm önermerleri üzerinden yürüyecek tartışmalar bize ancak murad edilen kazanımları sunacak;
Bu sayede kişileri vuruşturarak örselemek ve muhtemel kırılmalara meydan vermek yerine, türkiyeyi bu ceberrut yönetimden kurtacak partiyi iktidara taşıyacak kadrolara ve alternatif çözüm projelerine imkan verilmiş olacaktır .

Hiçbir şey hâlâ geç değil!,

Yeter ki,
Doğru metodolojide ortaklaşalım,
İhtiyacımız olan o yeni dili ve yeni yolu içselleştirelim.

Seçim yenilgisinin travması ve doğru yönetilemediği için büyüyen öfkeyi takip eden duygusal kırılmalara/kopuşlara; parti sosyolojimizi daha fazla maruz bırakma lüksümüz yoktur!

Ve nihayet, kendi sorunlarımızı kendi irade ve rızalarımızla biz çözeceğiz!
Parti olarak en kıymetli hazinemiz;
Tartışan ve sorgulayan insan malzememizdir.
Bu biricik avantajımızdan maksimum düzeyde yararlanmak için ihtiyacımız olan tek şey ise; parti içi demokrasiyi esas alarak, demokratik yol ve yöntemleri işletmektir.

Aksi halde,
2023 seçimlerinde yaşanan sarsıcı yenilginin parti sosyolojisinde yarattığı travma ve muhtemel duygusal kopuşlar büyür.
Dahası,
İktidar, altından kalkamadığı ülke sorunlarının tartışılmasını perdelemek için, CHP’deki sorunları çarpıtarak gündeme sürmeye devam edecektir .

Oysa, Türkiye’nin ihtiyacı;
Saray ve aparatları tarafından adeta imüğü sıkılarak zapturapt altına alınmış Türkiye’nin önüne;
Yaşanan hatalardan da dersler çıkarmış olarak, yeni ve ikna edici bir alternatif sunmaktır.
Bu ihtiyacın motor gücü ise;
Kendi yapısal sorunlarını çözmüş, ülke sorunlarının çözümünü kamucu bir demokratik yönetim modeliyle projelendirmiş bir CHP ile ancak mümkün olur.
CHP önce kendi özgücüne güvenerek, kendi program hedefleri ve alternatif çözümleriyle geniş halk yığınlarına ulaşmalıdır.

CHP diğer partilerle İttifak vb. işbirliklerini kurmadan önce, alandaki etkin siyasal çalışmalar yaparak farklı toplum kesimleriyle bağ kurarak, onları ikna ederek yapmalıdır.
Kurumsal birliktelikler, parti elitlerinin görüşmelerinden önce tabanda/halkla sağlanmalıdır (6’lı masa projesinden sonuç alınamamasının sebeplerinden biri de bu eksiklikti..).

Sonuç olarak;
Türkiye, bugün dünden daha da çok bir iktidar değişimine gebedir. Koşullar, dünden kat be kat ağır.
Yani;
un var, şeker var, yağ var;
helva yapmak için; hatalarıyla yüzleşmiş, zaaflarından arınmış, 100 milyonluk Türkiye’ye gelecek vizyonu sunacak dirayetli bir sol/sosyal demokrat parti olarak CHP’ye ve onun önderliğinde gerçek bir sol muhalefete ihtiyaç vardır ( öyle Türkiye’nin yüzde yetmişi sağ, gerisi soldur şeklindeki küflü ezberlere hiç pirim vermeden..).

Bu bağlamda 2023 yenilgisinin öğretici sonuçlarından biri de neleri yapmazsak kazanabileceğimizi göstermiş olmasıdır.
Bu sefer iyi bir mutfak çalışmasıyla, ilk sınavımız olan 2024 yerel seçimlerini kazanarak Türkiye iktidarına yürüyebiliriz.

Bu mümkündür;
Arınıp dayanışarak, sol değerlere güvenerek, halkı küçümsemeden/onu anlayıp ihtiyaçlarına cevap olarak, bunu başarabiliriz.

Dayanışmayla

Asım Karabacak /aktivist
28.dönem CHP Ardahan mv adayı

YORUM YAP