DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Filistin meselesi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Filistin meselesi
İsrail Devletinin Filistinlilere yönelik saldırılarına kırılma noktası olarak duyurduğu, 7 Ekim 2023’te Gazze sınırından İsrail’e giren Hamas’a bağlı Kassam Tugayları ve diğer Filistinli militanlar çoğunluğu sivil bin 200 kişiyi öldürmüş, aralarında çok sayıda sivilin de bulunduğu 250’e yakın kişiyi rehin almıştı. İsrail ordusu olaylara misilleme olarak Filistinlilerin yaşadığı Gazze’ye yönelik başlattığı ölçüsüz saldırılar ve gerçekleştirdiği katliamlar, Filistin konusunun yeniden uluslararası politikanın en önemli gündemi haline gelmesine neden oldu. İsrail’in işgal altındaki Gazze Şeridi’nde 50.000’den fazla kişiyi öldürdüğü, yaklaşık 2 milyon Filistinliyi de yerinden ettiği açıklandı. Savaş ardından devam eden İsrail saldırılarından neredeyse günlük 50 kişi hayatını kaybediyor. Gazze’de yaşanan ölümler artık TV Kanallarında haber bile olmuyor. İsrail saldırılarında yerle bir olan Gazze’de insanlık dramı yaşanmaya devam ederken, ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını Turizme yönelik binaların yapılacağını söyleyen Trump, Gazzelilerin de başka bir yere gitmesi gerektiğini söylemiş, ancak sözünü ettiği planla ilgili neredeyse hiçbir detay açıklamamıştı.

İsrail Devletinin kuruluş süreci Osmanlı İmparatorluğu’nun Filistinlilerin yaşadığı bölgeden 1918’de çekilmesi ile başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesinin ardından Filistin toprakları olarak bilinen bu bölgenin kontrolü İngiltere’nin eline geçti. Burada Arap çoğunluğun yanı sıra, Yahudi azınlık da yaşıyordu. Uluslararası toplum Filistin’de Yahudiler için bir “ulusal yurt” kurma görevini İngiltere’ye verdiğinde iki halk arasındaki gerilim arttı. Yahudiler buranın kadim toprakları olduğunu savunurken, Filistinliler buna karşı çıkıyordu. 1920’ler ve 40’lar arasında, birçoğu Avrupa’daki zulümden kaçan ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki soykırımdan sonra bir vatan arayan Yahudilerin sayısı arttı. Yahudiler ve Araplar arasındaki şiddetin yanı sıra İngiliz yönetimine karşı da şiddet arttı. 1947’de Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin desteği ile Birleşmiş Milletler (BM), Filistin’in ayrı Yahudi ve Arap devletlerine bölünmesini ve Kudüs’ün BM gözetiminde özel statülü ayrı bir şehir olmasını oyladı. Bu plan Yahudi liderler tarafından kabul edildi, ancak Araplar reddettiğinden hiçbir zaman uygulanmadı. Sorunu çözemeyen İngiliz yönetimi 1948’de ülkeyi terk etti. Yahudi liderler 1948 yılında İsrail devletinin kurulduğunu ilan etti.

Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülke arasında Filistin’i devlet olarak tanıyanların sayısı 148 ülke bulunuyor.Kudüs, Filistin Devleti tarafından başkent olarak kabul edilmektedir. Ancak idâri binalar Ramallah’ta bulunmaktadır. Ramallah ise İsrail işgali altında bulunuyor. 2004 yılında Yaser Arafat, Ramallah’daki konutunda defalarca İsrail askerlerin baskın ve gözaltına alınmasına maruz kalmıştı. Aynı şekilde Gazze’de yıllardır İsrail kuşatması altında bulunuyor. Gazze’ye giren ve çıkan ürünler İsrail kontrolü ve onayı ile yapılıyor. Gazze’ye giden su ve elektrik gibi temel ihtiyaçlar bile İsrail tarafından sağlanıyordu. Bu durumda nasıl bir Filistin Devleti bulunduğunu anlamış oluyoruz.

Gazze’de yaşanan katliam, tüm dünya da tepki çeken soykırımın arkasında İsrail’in sınırsız ve sorunsuz büyük ABD desteği ve Batı devletleri ile kurduğu sıkı ilişkiler yatıyor. Ancak İsrail’in bu denli pervasız olabilmesinin bir nedeni de Müslüman ülkelerle ile açıktan ya da perde arkasından kurduğu siyasi ve ekonomik ilişkilerde göz ardı etmemek gerekiyor. Yeni ABD Başkanı Dunald Trump, ilk yurt dışı ziyaretlerini petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’a yapacağını açıkladı. Mayıs ayı başında gerçekleşecek olan bu ziyarette ABD’ye 2 Trilyon Dolar yatırım ve destek alınacağı Trump tarafından açıklandı.Trump, Arap ülkelerine yapacağı ziyaretin ekonomik destek yanında Arap ülkelerin İsrail’e destek iseyeceği öğrenildi.

Ortadoğu’nun en küçük yüzölçümüne sahip ülkeler arasında yer alan ve yaklaşık 9 milyon nüfusu ile İsrail Dünya’ya meydan okumaya devam ediyor. Dünyada 57 Müslüman Devlet ve 22 Arap ülkesi bulunuyor. Müslüman Devletler yada sadece Arap ülkeleri isteseler İsrail’i tükürüğü ile boğar diye düşünebilirsiniz. Arap ülkelerinin İsrail’in Filistinlilere yönelik katliam gibi saldırılarına sessiz kalmaları arkasında geçmişte yaşanılan olayların acı gerçekleri var. Filistinlilere destek verip petrol ihracatını azaltan Suudi Arabistan Kralı Faysal, ABD’nin desteği ile yeğeni tarafından 1975’de öldürüldü. İsrail’e karşı en kapsamlı savaşı başlatan Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnâsır, şüpheli bir kalp krizi sonucu 1970’de öldü. 1967 İsrail Arap ülkeleri arasında yaşanan savaşın en büyük destekçisi Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin, ABD tarafından 2003 yılında devrilip 2006 yılında idam edildi.

Erkan SARIKAYA

YORUM YAP