İnsanlar yaşadığı zaman içinde yaptıkları ve söyledikleri ile kendine veya çevresindeki insanların hayatına etkisi olur bazen de yön verir. Yaşadığımız hayat bizim için büyük bir sınavdır ve hayatımızın sonuna doğru geriye bakıp büyük dersler çıkarmaya başlarız.
Her insanın hayatı boyunca ödeyeceği bir bedeli vardır mutlaka. Kimi çok iyi niyetli olmanın, kimi çok gülmenin, kimi yürekten sevmenin, kimi de kuşkusuz, kaygısız güvenmenin bedelini öder.! Bazı insanlar öylesine yanıltıyorlar ki anlatamam değişerek mi bu hale geldiler, yoksa zaten böylemiydiler anlamak gerçekten çok zor. Biraz dikkatlice bakın çevrenize, dikkatlice bakarsanız görürsünüz, bazı “insanlar” makam, mevki yükselmelerini: Şeref, Onur, karakter ve kişilik olarak alçalmalarına borçlular.
Hayatımızın her alanında tanıdığımız insanların iyi bir karakter sahip olması beklentisi içinde oluruz. Ama gerçekte bazen öyle sahte, kişiliksiz, şahsiyetsiz insanlar var ki ne söyledikleri yalanlar bitiyor, nede söyledikleri yalanlar vicdanlarını rahatsız ediyor. Dinleyenlerde yalandan kim ölmüş deyip gülüp geçiyor. Evet yalandan kimse ölmez ama yalandan; Dostluğun, güvenin, sevginin ve insanlığın öldüğünü hep birlikte yaşayarak görüyoruz.
Yaşamı, saygıyı, sevgiyi, zamanı ve en çok da “İyi niyeti ” İsraf etmemek gerek. Özellikle iyi insanlarının değerini bilmek gerekiyor. Çayın tadına bakmak gibidir, İnsanı tanımak.! İlk yudumda çayın, İlk sözcük de insanın çiğmi yoksa pişmişmi olduğu anlaşılır. Varılan sonuç; Çayı çiy içme, aptala nasihat etme, cahil ile tartışma, çıkarcı ve riyakarla dostluk yapma.
Geçmişe dönüp bakıyorum da kendimizi boşuna yormuşuz emeğimize, sevgimize ve güvenimize yazık etmişiz. Ne diyeyim ilahi adalet belki yarına kalır ama dilerim hiç kimsenin yanına kalmaz.
Serhat Yaşam Dergisi İmtiyaz Sahibi