DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

İstanbul Tek Yürek Oldu

Yayınlanma Tarihi : Google News
İstanbul Tek Yürek Oldu

Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasını protesto eden yüzbinlerce İstanbullu, Saraçhane Meydanı’nı beşinci günde de hınca hınç doldurdu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla Saraçhane’yi dolduran vatandaşlar, şafak operasyonuyla hukuksuz bir biçimde evinden gözaltına alınan ve bugün çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Silivri’ye gönderilen İmamoğlu’na bir kez daha sahip çıktı. İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu da Saraçhane buluşmasına katıldı.

DR. DİLEK İMAMOĞLU: “YARATTIKLARI ÇARESİZLİĞE TESLİM OLMAMIZI İSTİYORLAR AMA ÖYLE OLMAYACAK”

Eşi Ekrem İmamoğlu için Saraçhane’yi dolduran insan selinin destek tezahüratlarına, “Biz büyük bir aileyiz. Bizim, hepimizin bugünü çok zor geçti ama ne diyoruz? Direne direne kazanacağız” sözleriyle karşılık veren Dr. İmamoğlu, şu tarihi konuşmayı yaptı:

“Ekrem’i tutukladılar. Bu haksız, hukuksuz kararın, milyonlarca insanın vicdanında neye karşılık geldiğinin farkında değiller. Ama öğrenecekler. Göz göre göre haksızlığa, adaletsizliğe uğramanın çok derin bir acısı vardır. Bizler, bu ülkenin vatandaşları, o acıyı çok iyi biliyoruz. Gerçeği ortaya çıkarmasını, adaleti sağlamasını beklediğimiz kurumlar öğretti bize o acıyı. Ülkeyi yönetenler, yaşadığımız bunca acıya rağmen; sessiz, sitemsiz sabretmemizi bekliyorlar. Yarattıkları çaresizliğe teslim olmamızı istiyorlar. Ama öyle olmayacak. Ekrem’e yapılanlar, herkesin içindeki o ince, o hassas yere, tüm vicdanlara dokundu. Herkese, kendi yaşamakta olduğu haksızlıkları hatırlattı. Halkımızın direnci bu yüzden.”

“ÜLKEYİ YÖNETENLER, EKREM’DEN VE ONA DUYULAN BÜYÜK SEVGİDEN KORKUYORLAR”

“Yıllardır Ekrem’i suçlu gösterme gayretiyle neler yapmadılar ki! Hatırlayalım! 6 yıl önce, İstanbul seçimlerini kazanacağını anladıklarında, devletin kurumları, seçim sonuçlarını yayınlamayı aniden durdurmuştu. Ekrem, o gece çıktı ve dedi ki; ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem.” Ve dediğini de yaptı. O günden bugüne ülkeyi yönetenler, Ekrem’den ve ona duyulan büyük sevgiden korkuyorlar. Bu korkuyla, hukuku ve demokrasiyi hiçe saydılar. Milletin iradesini gasp edip, Ekrem’i siyaset dışına atmaya uğraştılar ve buna devam ediyorlar. ‘Bunu başarırsak, milleti umutsuzluğa, yılgınlığa iter, bundan sonra seçimleri iş sandığa kalmadan kazanırız’ diye hesaplıyorlar. O kadar yanılıyorlar ki. Bu tehlikeli gidişi gördüğü ve kabullenmediği için; kadınlar, gençler, çocuklar, tüm Türkiye direniyor.”

“EKREM İMAMOĞLU, SİZİ DAHA ÖNCE 4 DEFA YENDİ, 5’İNCİ DEFA DA YENECEK”

“Ekrem, milletini ailesi gibi; ülkesini evi, yuvası gibi sever. Yalnız İstanbul’un değil, Türkiye’nin tüm sokaklarında kendi köyünde, kendi mahallesinde gibi dolaşır. Tutuklayarak Ekrem İmamoğlu’ndan kurtulabileceğini sananlar şunu iyi bilsinler: Ekrem İmamoğlu, sizi daha önce 4 defa yendi, 5’inci defa da yenecek. Aday olsa da yenecek, olmasa da yenecek. Dışarıda olsa da yenecek. İçeride olsa da yenecek. Çünkü o, artık milletin haysiyet mücadelesinin simgesidir. Bu ülkede insan gibi yaşamak, insan gibi muamele görmek isteyen, adalet ve demokrasi talep eden herkesin ortak sesi, ortak nefesidir. Yenileceksiniz. Ekrem İmamoğlu’ndan size, kocaman sevgiler ve selamlar getirdim. Sizleri çok seviyor.”

ZAFER PARTİSİ GENEL BAŞKANI ÖZDAĞ: “SOĞUKKANLI AMA HEYECANLI, VAKUR DURUŞUNUZ VE KARARLI TAVRINIZ İLE BÜTÜN DÜNYAYI ETKİLİYORSUNUZ”

Saraçhane buluşmasında, Silivri’de tutuklu olarak yatan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Akdağ’ın mektubunu, kendisine vekaleten, Zafer Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Ali Şehirlioğlu okudu:

 

“Sizlere, onun mektubunu getirdim. Şimdi mektubunu okuyacağım: ‘Büyük Türk milletinin değerli evlatları, sevgili İstanbullular, Mustafa Kemal’in askerleri… Sizleri, Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda 62 günden bu yana tutulduğum hücremden sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Genç kardeşlerim, her akşam hücremde televizyonlarda sizlerin Saraçhane ve bütün Türkiye’deki asil demokrasi ve hukuk mücadelenizi izliyorum. Soğukkanlı ama heyecanlı, vakur duruşunuz ve kararlı tavrınız ile bütün dünyayı etkiliyorsunuz. Hem tavizsiz şekilde, hukuk ve demokrasi hem milli, üniter, laik Türkiye Cumhuriyeti mücadelesi vermeniz, ülkemizin geleceğinin güvencesidir.”

“SİZ, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYORSUNUZ”

“Bu mücadeleyi verirken, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hukuka saygılı, provokasyonlara kapalı şekilde davranacağınıza eminim. Siz bu mücadele ile sadece Ümit Özdağ ve haksız şekilde tutuklanan Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmıyorsunuz. Siz, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkıyorsunuz. Muhalefete ikinci sınıf yurttaş muamelesi yapılmasına, düşman cezası hukuku uygulanmasına karşı çıkıyorsunuz. Karşı çıkmaya da hukuk devleti mücadelesine de devam edin kardeşlerim. Ve burada, sizlerin etrafındaki sevgili polis kardeşlerim… Eski bir Polis Akademisi hocası olarak sizlere de sesleniyorum. Bu insanlar, sizin halkınız; bu çocuklar, sizin çocuklarınız. Onlara ve Türk halkının temsilcilerine, sadece Türk polisi olarak davranın. Tanrı hem gençliğimizi hem de bizleri koruyan tüm güvenlik güçlerimizi korusun. Hepinizi kucaklıyorum.”

Buluşmada son konuşmayı CHP Genel Başkanı Özel yaptı. “Siyasi hayatımda, hiç uyumadan aynı yerde konuşma yapmayı deneyimliyorum” diyen Özel, özetle şunları söyledi:

“Ekrem Başkanımızın arkasındayız. Sizler, burada bir tarih yazıyorsunuz. Yolların, köprülerin kapanmasına rağmen, tek adam rejimine karşı isyanla buraya geliyorsunuz. Bugün aslında hüznün günü, bir ayrılığın ilk günü olarak görülebilir. Ekrem Başkanımızı; abimizi, kardeşimizi, amcamızı bizden aldılar. İsyandayız. Ancak bu meydanda hüzün yok, inanç var; keder yok, umut var. Çünkü bu umudu yükselten, bu milyonlar var. Biz Ekrem Başkan ile Türkiye’nin yarınları için, sadece ve sadece sizlere güveniyoruz. 19 Mart başarısız darbe girişimi, bizim adayımızı hapsetti. Biz de 23 Mart demokrasi devrimi ile ne yaptığının sonuçlarını ilan edeceğiz. Şu anda televizyonu başında olan tüm izleyicilere; gönlü burada, kalbi Ekrem Başkanla olanlara sesleniyorum:

ÖN SEÇİM ORANLARINI AÇIKLADI

“Bugün dünya siyaset tarihine hem altın harflerle yazılacak hem de kara bir leke olarak kalacak bir gündür. İstanbul’umuz, dünya siyaset tarihine altın harflerle kazınmıştır. Ancak, dört kez yenildiği birini, atadığı yargı aparatları ile onun bileğini kırmaya çalışan bir hazımsız, geleceğin cumhurbaşkanına darbe girişiminde bulunmuştur. Türkiye onu seçerken, onu Silivri zindanına göndererek, milyonlara meydan okumuş, darbe yapmaya kalkmıştır. Ama o iş, o kadar kolay değil. Millet güçlüdür. Millet haklıdır. Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Bugün 1 milyon 750 bin üyemizi çağırdığımız, ‘Katılım yüzde 50’nin altında olursa, İmamoğlu’na güvensizlik olur diyen’ yandaş medyaya müjdelerim ki; 1 milyon 653 bin kişi katılmıştır. Bu oran, irademize yapılan darbe girişimine en kuvvetli cevaptır. 1 milyonun üzerindeki katılımı başarı olarak sayılırken, bu oran, irademize yapılan darbe girişimine en kuvvetli cevaptır. Ancak bu parti içi rakamdır. Bugün manzarayı gördünüz. Oy vermeye pusula yetmedi, zarf yetmedi. Oy kullanmaya saat yetmedi. Saati uzattık, pusula bastık. Yetmedi, yetmedi. Dayanışma sandıklarında 13 milyon 210 bin kişi oy kullanmıştı daha tüm sandıklar işlenmemişken. Ekrem İmamoğlu’nun aldığı oy, 14 milyon 850 binin üzerindedir. Buradan, bu meydan Sayın Erdoğan’a meydan okumaktadır.”

“BU MEYDANDA 1 MİLYONU AŞAN EKREM İMAMOĞLU VAR”

“Bugünkü seçim sonuçları, Erdoğan’ın meşruiyetini tümüyle tartışmaya açmış, bir erken seçim sandığını kaçınılmaz kılmıştır. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a ve ittifak ortaklarına sesleniyorum: Hodri meydan. Eğer bu hafta gelip, ‘Biz, bu meydanla yarışabiliriz. Biz, Ekrem İmamoğlu ile yarışabiliriz’ diyorlarsa, erken seçim kararının alınmasıyla Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile yarışabilecektir. Gelsinler, boylarının ölçüsünü alsınlar. Sayın Erdoğan, çocukluğundan beri senden başka iktidar görmemiş, yoksulluk çekmiş, sıkıntı çekmiş, giyimine, kuşamına karıştığın, tercihlerine karıştığın bu gençler sana sesleniyorlar; ‘Korkmuyoruz’ diyorlar. Sana da ‘Çık karşımıza’ diyorlar. Burada gençler, ‘Korkak Erdoğan’ diye bağırıyorlar. Bizim adayımız senin zindanlarında esir. Ama sana bu meydandan, meydan okuyoruz. Eğer korkundan adayım İmamoğlu’nu bırakmayacaksan, onun seninle yarıştığı seçime biz varız; hepimiz ayrı ayrı Ekrem İmamoğlu’yuz. Bu meydanda 1 milyonu aşan Ekrem İmamoğlu var. Bugün, beş günlük mücadelenin, beş günlük direnişin, beş günlük birlikteliğin son günü değil. Aksine bir büyük uzun, zorlu ama onurlu bir mücadele başlangıcının ilk günüdür, ilk günüdür. Bugünden itibaren bu on binler, yüz binler, milyonlar hep birlikte, omuz omuza bir kez daha Anadolu’yu, Rumeli’yi kurtarmaya, bir kez daha demokrasiyi kurmaya, Cumhuriyet’i kurtarmaya gidiyoruz.”

“SİZ OLMASAYDINIZ, BUGÜN BU BİNADA ERDOĞAN’IN ATADIĞI KAYYUM OTURUYORDU”

“Gençler, biz Gezi’de Taksim’deydik. Çünkü Gezi’de Taksim’de olmamız gerekiyordu. Çünkü orada Gezi Parkı’ndaki ağaçları Tayyip Bey kesmek, yerine Topçu Kışlası’nı inşa etmek, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkmak, yerine alışveriş merkezi yaptırmak gibi bir niyeti vardı. Ve biz o gün olmamız gereken yerde, Taksim’deydik. Bugün siz olmasaydınız, ilk günden kahramanca koşturup gelmeseydiniz, gazdan, barikattan yılsaydınız, korkup evde otursaydınız, bugün bu binada Tayyip Erdoğan’ın atadığı kayyum oturuyordu. Bunu siz başardınız. O yüzden İl Başkanımız, ben her seferinde ‘Buradan ayrılalım bir başka yere gidelim’ dendiğinde hep şunu söyledik: ‘Bugün savunulacak yer Saraçhane’deki bu bina, kayyumun gelmesine karşı önünde yüz binlerin duracağı yer Saraçhane meydanıydı. Doğru olanı yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Günü gelince hep birlikte nasıl sokağa çıkma, toplanma, gösteri yasağını Tayyip Erdoğan’a, Valilik’e, Emniyet Müdürlüğü’nün hukuksuz yasaklamalarına karşı 500 binle, 1 milyonla geri aldıysak ant olsun ki Taksim Meydanı’nı da geri alacağız.”

“ERDOĞAN ‘TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE’ DEDİĞİNDE GİZLİ TANIK İFADE VERMİŞ”

 

“Bir yandan Tayyip Bey, böbürlene böbürlene, otura otura, salonlarda dura dura, prompterlerden okuya okuya, size ve bana meydan okuyor. Diyor ki, ‘Yargıdan korkma. Yargıya saygılı ol. Yargı kararlarına uy.’ Bugün o dosyalardan birinde Ekrem Başkan’a iftira eden bir gizli tanık, yalancı tanık… Dün hep beraber birini yakalamıştık. Nasıldı? 2021’e kadar İBB’de çalışmış. Eski AKP döneminden, o günden beri yok. Beş yıldır Teknofest’i yapıyor, Türkiye Yüzyılı kampanyası yapıyor, 18 bakanlıkla birden çalışıyor ama İBB döneminde gördüler diye, naylon fatura ona da yazmışlardı. Sabah 06.00’da onu da evden almışlardı. Sabah 08.00’de Ali Erdoğan’ı arayıp, kendini serbest bıraktırmıştı. İletişim Başkanlığı’nın tek firması; 4,5G. Tayyip Bey’in ‘Her şeyi Türkiye Yüzyılı’nda kim yapacaksa İletişim Başkanlığı yayınlayacak’ deyip yayınlanan tek firma. Onu salmışlardı, üstüne de ‘şubeden serbest’ yazmışlardı. Onları bulup, gösterince panik halinde adamı alıp, emniyete üç gün sonra geri getirdiler. Ama üç günlük doktor kaydı yok, muayene yok, telefonu hep kullanmış. Suçüstü yakalandılar. Bugün sabah onu sizden, benden, gözden kaçırmak için göstermelik tutukladılar. Şimdi gözüm üstünde. İtirazla salacak mısın, salmayacak mısın? Bir ay sonra onu ilk bırakacak mısın, bırakmayacak mısın? Ama esas mesele ne çıktı bugün ortaya? Bu iftiracı, yalancı, gizli, kirli tanık var ya, Ekrem Başkan hakkında yalan ifadeyi ne gün vermiş? 29 Ocak 2025. Girin Google’a, bakın. ‘Turpun büyüğü heybede.’ Tayyip Bey ne gün demiş? 29 Ocak 2025. Tayyip Bey’e, Ekrem Başkan kafasını bozduğu gün ‘Konuşma, turpun büyüğü heybede’ dediği gün gizliği tanığı getirmişler, yalanları dizdirmişler. Bununla Başkanımızı, Cumhurbaşkanı adayımızı Silivri’ye tıkanların burunlarından fitil fitil getireceğiz.”

“FETÖ’CÜLER DIŞARDA, YÖNTEMLERİ SARAY’DA”

“FETÖ’cüler dışarıda, firarda fikirleri, yöntemleri Saray’da. Kimi Ankara’daki Saray’da, kimi Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nda. Dünyanın en bilindik metropollerinden birisi olan İstanbul’un, üst üste üç kez seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu yenemedikleri için, içeriye atıldığını gören, 31 yıllık diplomanın iptal edildiğini gören, kimsenin evrak güvencesi olmadığını düşündüren iktidar, dünyayı böyle bir pazartesi sabahına uyandıracak. Mehmet Şimşek, güya istifa etmemek için, zor duruyormuş. ‘İğne ile kazıyorum, kürekle kapatıyorlar’ diyormuş. Mehmet Efendi, istifa etmezsen hatırım kalır. İstifa etsen ne yazar, etmesen ne yazar? Mehmet Efendi’nin iki yılda biriktirdiği 42,8 milyar doların 26 milyarını, 3 günde yakmışlar. Güya rasyonel politikaların takipçisinin topladığı 42 milyarının yüzde 60’ını, İmamoğlu korkusundan, üç gecede yedi bitirdi. İster istifa et, ister Tayyip Bey’e biat et.”

“TAYYİP BEY SEN Mİ YOLSUZSUN, EKREM BAŞKAN MI?”

“AK Parti’nin ve MHP’nin seçmenlerine sesleniyorum. Sen Rıfat Amca, 14 bin 500 lira alıyorsun. Enflasyon yüzde 80, sana zam yüzde 30. Niye? ‘Paramız yok.’ Zeliha Teyze, sen 14 bin 500 lira alıyorsun. Niye? ‘Enflasyon 80, sana yüzde 15.’ Niye? ‘Çünkü ülkenin parası yok. Sana enflasyon kadar zam veremeyiz. Beklenti kadar vereceğiz. Kemeri sıkacaksın. Sabır dileyeceksin. Ekonominin düzelmesine katkı vereceksin.’ Sen sık kemeri, sen 14 bin liraya geçin. Asgari ücretli 22 bin liraya geçinsin. Sonra Tayyip Bey, Ekrem korkusundan paranın yüzde 60’ını bitirsin. Olacak şey mi bu? MHP’liler, AK Partililer bu kifayetsiz muhterislere, kendinden başka kimseyi düşünmeyenlere, ona oy verirken seni baş tacı edip, vermeyince yere çalanlara, sandık gelince hesabı hep beraber soracağız. Ekrem İmamoğlu’nun bu binadaki bütün performansı ortada. Önceki beş yıl. Yani AK Parti’nin yönettiği beş yılda harcanan paranın dolar üzerinden yarısıyla, tam yarısıyla AK Parti’nin yaptığı işlerin tam iki katını yaptı. Bu hem Türkiye’deki bütün raporlarda, hem uluslararası kuruluşların bütün raporlarında var. Tayyip Bey, açıkça meydan okuyorum. Senin atadığın belediye başkanların bizim Ekrem Başkanımızın yaptığı işleri iki katına yapıp, yarısı kadar yaptılar. Sizin döneminizde iki kere iki, dört etmedi; iki etti. Ekrem Başkan’ın döneminde iki kere iki, dört değil; sekiz etti. Sen mi yolsuzsun, Ekrem Başkan mı yolsuz? Eğer Ekrem Başkan’ın yönetiminde yolsuzluk olsa, hırsızlık olsa senin yarı paranla nasıl iki kat iş yapacak? Demek ki burada dört katlık bir fark var. Rabia yapıyorsun ya. Biri millete, üçü cukka, senin adamlarının cebine. Suçüstü yakalandın. Özellikle bir kez daha hatırlatmak isterim ki bu memlekette asgari ücretliye TÜİK bile enflasyonu yüzde 45 bulmuşken, yüzde 30 veren. En düşük emekli maaşına yüzde 15 zam yapacak kadar vicdansızlaşan ama kendisi doymayan, etrafını doyurmaya doymayan bir iktidar yönetiyor.”

“BİR BÜYÜK MÜCADELEYE BAŞLIYORUZ”

“Yarın sabahtan itibaren bu meydan hem tüketimden gelen gücünü, hem örgütlenmeden gelen gücünü, hem farklı da olsa yan yana durabilmenin, farklılıklardan arıza, kavga değil güç devşirebilmenin, o gücü hepimizin faydasına kullanabilmenin ayırdıyla bir büyük mücadeleye başlıyoruz. 20.30 vazgeçeceğimiz bir zaman ve Saraçhane vazgeçebileceğimiz bir mekan değildir. Yarından itibaren ya da yarından sonraki günlerde, 20.30’da, bütün Türkiye’de ve İstanbul’da ilan edilecek meydanlarda, alanlarda, hep birlikte olmaya, mücadeleyi yükseltmeye, geleceğe sahip çıkmaya başlıyoruz. Var mısınız? Biz durmayacağız. Hep birlikte yürüyeceğiz. Teslim olmayacağız. Var mısınız? Tayyip Bey biz varız, siz karşımıza çıkmaya acaba var mısınız? Cesaretiniz var mı? Bu meydan Tayyip Bey korkuyu evde unutmuş. Siz korkutarak yönetmeye alışmışsınız. Bastırarak yönetmeye alışmışsınız. Ama İstanbul Üniversitesi korkuyu yurtta unutmuş. Boğaziçi, kampüste bırakmış. Yarın Koordinasyon Kurulu’nun çeşitli partilerle, yapılarla yapacağı dayanışma ve eylemlilik sürecine yönelik sohbetlerden sonra Saraçhane’yse Saraçhane, İstanbul’da hangi büyük meydansa o meydan ama hep birlikte olmaya, mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz. Ekrem Başkan’ı almadan, Cumhurbaşkanı adayımızı almadan, onu geri almadan durmayacağız. Onu Cumhurbaşkanı yapmadan, onu Türkiye’nin özgürlüklerinin, demokrasisinin, kardeşliğinin teminatı yapmadan durmayacağız. Yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun. Bu meydanın gücü haklılığında, haklıyken haksız çıkmamasında. Daha önceki günlerdekine göre çok daha disiplinli, çok daha diri, çok daha kendi gücünü bilen dışarıdan gelen, oradan, buradan saldırılara, provokasyonlara teslim olmayan, bu akşamki muhteşem birliktelik için 1 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum. Yolunuz yolumuzdur. Yol yolcudan uludur. Bu yolun sonu hep birlikte mutluluktur. Hep birlikte özgürlüktür.”

“KÖTÜLER KORKSUN”

“Bir Ekrem Silivri’de yatar, 1 milyon Ekrem meydanlara, sokaklara taşar. Biz kazanacağız. İstanbul’un ve Türkiye’nin iradesinin önünde saygıyla eğiliyorum. Bugün 104 yaşında ninesinden, 1,5 yaşında bebesine kadar sandık başına koşanlara, ama sandığa kalp yapıp atanlara ama oy atanlara, partiliye, ama en önemlisi Türkiyeliye, Türk gençlerine, Türkiye’deki herkese, 14 milyon 853 cesur yüreğe yürekten teşekkür ediyorum. Yarından itibaren neredeyse, oradayız ama hep yan yanayız. Bu birliktelik Türkiye’nin umududur. Bunu bozmayacağız. Gençlerin sesini buradan duymaya, sokakta duymaya, kampüste duymaya, onları anlamaya, onlarla birlikte yönetmeye, geleceği onlarla tartışmaya, onlarla kurmaya kararlıyız. Tüm gençleri, bütün meydan olarak bu yürüyüşün öncüsü gençleri yürekten alkışlıyoruz. Hepinize saygılar sunuyorum. Hepinizi seviyoruz. İyi ki varsınız. İyi ki İstanbul var, iyi ki Türkiye var, iyi ki biz varız. Bölene inat, birlikteyiz. Kutuplaştırana inat, kucaklaşıyoruz. Ve biz birbirimizi seviyoruz. Kötüler korksun, iyiler, cesurlar, Atatürkçüler, bu ülkenin güzel evlatları kazanacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yolunuz açık olsun, yolumuz açık olsun.”

YORUM YAP