Küresel bir korkuya neden olan Koronavirüs (Covid-19) salgını yüzünden insanlar sağlıkları için can derdine düşüp önlem alırken, salgın süreci sonrasında kendilerini bekleyen ekonomik sıkıntılar şimdiden özelikle borçlu vatandaşları tedirgin ediyor.
Ülkemizde Koronavirüs salgını nedeniyle kapatılan işyerlerinde 5 milyon kişinin işsiz kalabileceğini öne sürülüyor. Ayrıca Dünya’da ve Türkiye’de Koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri sürecinde kapalı olan işyerlerin sahipleri kapalı olan iş yerleri için kira, vergi ve diğer giderler evde kalma süresi uzadıkça bu orta ölçekli iş yeri sahiplerinide kara kara düşündürüyor
Koronavirüs (Covid-19) salgını yüzünden işten çıkarılan veya ücretsiz izne çıkarılan çalışanlar, evde geçirdikleri her gün için para harcıyorlar. Kira, temel ihtiyaçları için yaptıkları harcama ile borçlanmalarına sebep oluyor. Çünkü çalışanlar her ay alacakları maaşa göre harcamalarını ayarlıyorlar. Bir belirsizlik sürecinde evde kalan çalışan kesim için önümüzdeki dönemde ekonomik ve sosyal açıdan yıkıcı bir süreç ile karşılaşabilirler. Virüs salgın süreci sonrası ekonomik dengeler konusunda hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı bir çok ekonomistler tarafından dilendiriliyor. Ekonomi dışında insanların sosyal hayatınında etkileceği, bu konuda somut örnek olarak Çin’de Koronavirüs (Covid-19) salgını için alınan sokağa çıkma yasağı uygulaması sonrası boşanma davalarındaki artış dikkatleri çekmişti. Ayrıca evlere kapanan vatandaşların kilo alıp obazite olma riskide gözardı edilmiyor.
Dünya’da toplum sağlığı açısından büyük bir tehlike arz eden koronavirüs salgını, küresel ekonomiyi derinden sarsıyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinin önümüzdeki aylarda resesyona girebileceği vurgulanıyor. Şimdiden ABD içinde yaklaşık 6 milyon kişi işsizlik sigortasına başvurdu. Salgının neden olacağı işsizlik oranı ve iflasların boyutunun hâlâ bilinmediğine dikkat çekiliyor. ülkelerin salgının ekonomik sonuçlarıyla önümüzdeki yıllar boyunca uğraşmak zorunda kalabilecekleri konuşuluyor.
Maalesef Koronavirüs salgını tehlikeli senaryo gerçeğe dönüştü. Virüsün Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünyanın her köşesine ilk tahminlerin çok ötesinde bir hızda yayılması, ekonomik anlamda tehlikenin boyutlarını arttırdı. Salgının neden olacağı işsizlik oranı ve iflasların boyutunun hâlâ bilinmiyor. ülkelerin salgının ekonomik sonuçlarıyla önümüzdeki yıllar boyunca uğraşmak zorunda kalabileceklerini görünüyor.
Arz ve talep şoklarının yanı sıra finansal piyasalarda büyük bir dalgalanma yaşanıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bütün bu dengesizliklerin aynı anda bu denli sert yaşandığı bir dönem olmamıştı.Koronavirüs (Covid-19) salgının yaratığı ekonomik kriz, ABD 1929 Buhranı veya diğer krizlerle karşılaştırmak dahi çok sağlıklı olmayabilir. Küresel ekonomik aktivitedeki kaybı telafi etmek 1,5-2 sene sürebilir.
Dar gelirli insanların artan sorunları, ülkelerin iç siyasetlerinde ciddi kırılmalara yol açabilir. Eğer merkez partiler toplumsal sorunlara çözüm üretemezlerse, bir süredir yükselmekte olan popülist partiler siyaset arenasında çok daha geniş bir alana hükmedebilirler.
Koronavirüs Salgını Sonrası en fazla Turizm sektörü ile hizmet sektörünün etkileneceği ve bu durumu aşması zaman alacağı konuşuluyor. Salgın kontrol altına alınıp ekonomik aktivite normale dönene kadar bu ekonomik paketlerin kamu maliyesi üzerine getirdiği yük sorun edilmeyecektir. Ancak, artan bütçe açıklarının nasıl finanse edileceği ve yükselmesi beklenen kamu borcunun nasıl kontrol altına alınacağı belli bir süre sonra tartışılmaya başlanacaktır. Bütçe açıklarını kapatmak için ülkeler vergi sistemlerinde reform hazırlıkları yapabilirler. Tabi bu durum her kesimi kapsayacak ek vergiler anlamına gelebilir.
Erkan SARIKAYA