DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Sağlık teknolojisinde yeni dönem: Akıllı telefonlar

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
Sağlık teknolojisinde yeni dönem: Akıllı telefonlar

Sıtma, göz hastalıkları veya bağımlılığı tespit etmek için akıllı telefonunuzu kullandığınızı düşünün. Akıllı telefonları cep kliniklerine dönüştüren yeni teknoloji ile artık hepsi mümkün.

Akıllı telefonlar ve sağlığımız hakkında konuşurken negatif şeylere odaklanma eğilimindeyiz. Alışkanlık, dikkat dağıtma ve bağımlılık sadece birkaç örnek. Peki ya olumlu yönler?

Akıllı telefon teknolojisindeki bazı önemli gelişmeler, artık görme muayenelerinden melanom ve sıtma tespitine kadar, karmaşık tıbbi prosedürleri uygulamak için telefonların da kullanılabilecekleri anlamına geliyor.

Akıllı telefon kullanım oranı, şu anda küresel nüfusun yaklaşık yüzde 39’una ve gelişmekte olan dünya nüfusunun yüzde 50’sine ulaşırken, bu yeni teknolojiler, özellikle kırsal ve yoksul bölgelerde yaşayan insanlar için sağlık hizmetini dönüştürme potansiyeline sahip.

İşte akıllı telefonların muazzam işlem gücünden faydalanan birkaç icat:

Göz hastalığını tespit etmek

Göz muayeneleri söz konusu olduğunda, genellikle bir göz doktorunun ofisinde bulunan meknizmalar gibi, hacimli ve pahalı ekipmanlar kullanmak gerekir.

Ancak birkaç yıldır, araştırmacılar, geleneksel göz muayeneleri değiştirmek için akıllı telefon kameralarını deniyorlar.

Özel bir aparat yardımı ile, bilim insanları, bir akıllı telefon kamerası kullanarak insan gözünün arkasından fotoğraf çekmenin mümkün olduğunu keşfetti.

Kısa süre önce, Almanya’daki Bonn Üniversitesi Göz Kliniği ve Bangalore’daki Sankara Göz Merkezi’nden bir grup, Bangalore’daki bir pilot projede, geliştirilen bu teknolojiyi denedi. Diyabet hastası olan ve diyabetik retinopati gelişme riski olan 200 hastayı tedavi ettiler – tedavi edilmezse körlüğe neden olabilecek bir göz hastalığı.

Kameralara eklenen aparatlar genellikle birkaç yüz euroya mal olurken, Hint göz doktorları sadece bir LED ışık, bir batarya ve yapışkan bant kullanarak bunun çok ucuz bir versiyonunu yarattılar. Bunun için yaklaşık 50 Hint rupisi harcadılar, yani 1 eurodan az bir miktar.

Araştırmacılar akıllı telefon kayıtlarının kalitesinin geleneksel cihazlarınkiyle karşılaştırılabilir olmadığını söylese de,bu teknoloji ucuz, erişilebilir ve istenilen işi yapabilecek düzeyde.

Taşınabilir mikroskoplar

Daha önce şahsen bir mikroskop gördüyseniz, cep telefonunuzun bunun için iyi bir alternatif olmadığını düşünebilirsiniz.

Ancak bu mini mobil laboratuvarlar, bilim insanlarının, Afrika’nın yetersiz hizmet götürülebilen bölgelerindeki sıtma ve hareket halindeki diğer bulaşıcı hastalıkları tespit etmelerini sağlıyor.

Araştırmacılara göre, akıllı telefonlar zaten mikroskop çalışmaları için bulunması gereken hemen hemen tüm parçalara sahip. Objektif ve kamera sensörü tıpkı mikroskopta olduğu gibi konumlandırılmış durumda – tek gereken şey büyütme ve aydınlatma. Oldukça basit gözüküyor, değil mi?

Neredeyse… Mevcut akıllı telefon mikroskoplarının kaliteleri değişiklik gösterirken (çok yüksek seviyeden geçirgenliğe kadar) bilim insanları bu mikroskopları monte etmek için gereken mühendisliğin oldukça ileri bir düzeyde olduğunu ve genellikle bir laboratuvar ortamı gerektiğini söylüyorlar.

Herhangi bir akıllı telefonu, herhangi bir prizmaya veya aydınlatma merceklerine ihtiyaç duymadan, tamamen işlevsel bir mikroskoba dönüştürebilen 3D yazıcı cihazlar için bazı örnek şablonlar da bulunuyor.

Aşırı kullanmayı önleme

Mobil sağlıkta devrim yaratan sadece akıllı telefonların kamerası değil, bilim insanları ayrıca opioid bağımlılığı ile mücadele eden insanlara yardım etmek için akıllı telefonların sonar teknolojisini kullanıyor.

Uyku apnesini izlemek için geliştirilen uygulamalardan ilham alan Seattle’daki Washington Üniversitesi’nden bilgisayar uzmanları, insan nefes alışkanlıklarını bir metreye kadar mesafeden izleyen “İkinci Şans” adlı bir uygulama geliştirdiler.

Bu uygulama bir metre mesafeden solunumu algılayabilen sonar sesler (insan kulağı duyamaz) ile çalışıyor. Bir opioid kullanıcısının nefes alış verisi endişe verici şekilde yavaşlarsa, uygulama bir alarmı tetikliyor. Ve kullanıcı bu alarma yanıt vermiyorsa, uygulama acil durum hizmetlerine haber veriyor.

Deutsche Welle Türkçe

YORUM YAP